kulak misafiri - Türkisch Englisch Wörterbuch

kulak misafiri

Bedeutungen von dem Begriff "kulak misafiri" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kulak misafiri earwitness n.
One eyewitness is better than ten earwitnesses.
Bir görgü tanığı, on tane kulak misafirinden daha iyidir.

More Sentences
kulak misafiri overheard n.
kulak misafiri eavesdropper n.
Colloquial
kulak misafiri ear hustler n.

Bedeutungen, die der Begriff "kulak misafiri" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 33 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kulak misafiri olma overhearing n.
I like overhearing conspiracy theories at restaurants.
Restoranlarda komplo teorilerine kulak misafiri olmayı seviyorum.

More Sentences
kulak misafiri olmak eavesdrop on v.
I didn't mean to eavesdrop on your conversation.
Konuşmanıza kulak misafiri olmak istememiştim.

More Sentences
kulak misafiri olmak eavesdrop v.
You shouldn't eavesdrop.
Kulak misafiri olmamalısın.

More Sentences
kulak misafiri olmak overhear v.
Somebody might've overheard your conversation with Tom.
Birisi Tom'la konuşmanıza kulak misafiri olmuş olabilir.

More Sentences
kulak misafiri olan eavesdropped adj.
I know I shouldn't have eavesdropped.
Kulak misafiri olmamalıydım.

More Sentences
kulak misafiri olunan konuşma second-hand speech n.
kulak misafiri olmak listen in v.
kazara kulak misafiri olmak accidentally overhear v.
kulak misafiri olmak evesdrop v.
kulak misafiri olmak dark [dialect] [uk] v.
kulak misafiri olmuş overheard adj.
Phrasals
bir şeye kulak misafiri olmak eavesdrop on something v.
(birine/bir şeye) kulak misafiri olmak eavesdrop on (someone or something) v.
(birine/bir şeye) kulak misafiri olmak listen in (on someone or something) v.
Colloquial
kulak misafiri olabilecek mesafede within hearing distance expr.
Idioms
gizlice izleyen/dinleyen/kulak misafiri olan kimse a fly on the wall n.
çaktırmadan izleyen/dinleyen/kulak misafiri olan kimse a fly on the wall n.
kulak misafiri olabilecek mesafeye yaklaşmak move within earshot v.
(bir şeye) kulak misafiri olabilecek mesafeye yaklaşmak move within earshot v.
kulak misafiri olmak ear hustle v.
kulak misafiri olabilecek mesafede in earshot expr.
(biri) kulak misafiri oluyor (someone's) ears are flapping expr.
(biri) dinlemeye/kulak misafiri olmaya çalışıyor (someone's) ears are flapping expr.
dinlemeye/kulak misafiri olmaya çalışıyor his/her ears are flapping [uk] expr.
Speaking
birilerinin kulak misafiri olmasını istemiyorum I don't want anyone overhearing expr.
istemeden kulak misafiri oldum I couldn't help overhearing expr.
istemeden kulak misafiri oldum couldn't help but overhear expr.
istemeden kulak misafiri oldum I couldn't help overhearing expr.
istemeden kulak misafiri oldum I couldn't help but overhear expr.
kulak misafiri olmak istemezdim I didn't mean to eavesdrop expr.
British Slang
kulak misafiri olmak tab-hang v.
kulak misafiri olmak earwig v.
Modern Slang
kulak misafiri olma air hustling n.